Sirkadiyen Ritim

Sirkadiyen Ritim Nedir?

Sirkadiyen ritim, yirmi dört saat içerisinde vücutta meydana gelen fiziki, mental ve davranışsal değişikliklerin bütünüdür. İnsan vücudundaki biyolojik saatlerden birisidir.

İnsanlarda biyolojik saatler hemen her hücreyi etkileyen özel proteinler tarafından kontrol edilir. Bu proteinlerin hareketleri ise ana (temel) saat tarafından düzenlenir. Vücuttaki tüm biyolojik saatleri yöneten bu ana saat, beyin içerisindeki bir organ olan hipotalamustadır.

Hipotalamusta yer alan ve sirkadiyen ritim dahil tüm biyolojik saatleri yöneten ana saat, tüm ayarlamaları dışarıdan gelen uyaranlara göre yapar. En temel uyaran ise gözlerden gelen aydınlık-karanlık hakkındaki bilgidir.

Dışarıdan gelen aydınlık-karanlık bilgisine göre sirkadiyen ritim vücuttaki birçok farklı mekanizmayı yavaşlatır, durdurur veya hızlandırır. Bu değişikliklerin sebebi vücudun iç dengesinin korunmasıdır.

Sirkadiyen ritim iç dengeyi korumak için yirmi dört saat içerisinde temel olarak üç mekanizmayı etkiler. Birincisi hormon salgılanması/durdurulması, ikincisi iştahın artması/azalması ile mide-bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi ve üçüncüsü ise vücut sıcaklığının ayarlanmasıdır.

Hormonlar Üzerine Etkisi

Melatonin

Sirkadiyen ritmin hormonlar üzerine olan etkisini en belirgin olarak melatonin salgısında görebiliriz. Melatonin hormonu, geceleri dışarıdan gelen ışık azaldığında salgılanmaya başlar. Bu hormon, kişiyi uykuya hazırlayan ve uyku sırasında beynin dinlenmesini ve yenilemesini sağlar. Sabah saatlerinde, güneşin doğuşu ve dışarıdan daha fazla ışığın gelmesiyle birlikte salgılanması durur.

Sirkadiyen ritim doğal olmayan dış uyaranlar, özellikle de ışık etkisi ile bozulabilir. Evinden düzenli olarak dışarı çıkmayıp sürekli olarak loş ışıkta yaşayanlarda melatonin salgılanması neredeyse hiç durmaz. Dolayısıyla bu bireylerde sürekli bir uyku, uyuşukluk hali ve ilerleyen durumlarda beyin fonksiyonlarında yavaşlama görülebilir.

Kortizon

Sirkadiyen ritim geceleri kortizon salgısını azaltır. Bunun bir sonucu olarak astım ataklarının en sık görüldüğü saatler sabaha karşı 02:00 ile 06:00 saatleri arasındadır. Astım ataklarının önlenmesinde kullanılan bir ilaç grubu olan uzun etkili inhale kortikosteroidler (pulmicort, flixotide, vb.) saat 15:00’de uygulandığında gece 02:00-03:00 aralığında maksimum konsantrasyona ulaşırlar. Böylece ilaca en çok ihtiyaç duyulan anda akciğerlerdeki ilaç miktarı maksimum olur.

Mide-Bağırsak Üzerine Etkisi

Gastrik Asit Salgısı

Sirkadiyen ritmin en çok etkilediği organlardan birisi de midedir. Midedeki gastrik asit salgısı gece yarısında en yüksek seviyesine ulaşır. Bu durum mide ülseri benzeri hastalıkları olan kişilerin geceleri ülsere bağlı ağrı ve sancılar yaşamalarına sebep olur. Gastrik asit salgısını azaltan H2 antagonistleri (famodin, ranitine) adındaki ilaçlar gece yatarken alınırlarsa, bu ilaçlardan en yüksek fayda sağlanır.

Kronofarmakokinetik

Günümüzde, sirkadiyen ritmin daha iyi anlaşılması sonucu kronofarmakokinetik uygulamaları başlamıştır. Kronofarmakokinetik, sirkadiyen ritme göre ilaçların kullanılma saatlerinin düzenlenmesi şeklinde açıklanabilir. Bu uygulamaların temelinde, sirkadiyen ritme göre ilaçların en etkili olacağı ve aynı zamanda yan etkilerinin ise en az gözleneceği saatin belirlenmesi vardır.

Örneğin statin grubu olarak bilinen kolesterol düşürücü ilaçlardan en yüksek fayda geceleri sağlanır. Bunun sebebi, sirkadiyen ritmin geceleri kolesterol sentezini artırmasıdır.

Sirkadiyen ritme göre ilaç kullanılması yanında, vitamin ve mineraller gibi takviyeler de sirkadiyen ritimden etkilenmektedir. Ancak, vitamin ve mineraller vücutta hem gündüz hem gece birçok farklı mekanizmada yer alır. Bu nedenle, net bir şekilde günün belirli bir saatinde kullanılmalarına gerek yoktur. Takviyeler için önemli olan konu düzenli ve her gün kullanımdır.

Sirkadiyen ritim vücutta birçok mekanizmayı etkilemesine rağmen, kendisi de dışarıdan gelen uyarılardan çok fazla etkilenir ve bu uyarılara göre düzenlenir. Aslında, sirkadiyen ritim, vücudun kendisini dış uyarılara göre adapte etmesidir. Bu durumun en iyi örneği yeni doğan bebeklerdir.

Yeni doğan bebeklerde sirkadiyen ritim yoktur. Bebekler çevrelerindeki dünyayı öğrenip, adapte oldukça sirkadiyen ritim geliştirirler. Bebeklerde melatonin sentezi doğumdan sonraki üçüncü ayda başlar. Bu nedenle ilk üç ay içerisinde bebekler günün herhangi bir saatinde uyuyabilirler ya da tüm gece boyunca uyanık kalabilirler. Ancak büyüdükçe, dışarıdaki aydınlık-karanlık farklılıklarını algılamaya başlarlar. Bunun sonucunda geceleri uyurken gündüzleri uyanık kalmaya başlarlar.

Sirkadiyen ritim sonradan öğrenildiği gibi bozulması da mümkündür. Çeşitli hastalıklar, gece vardiyasında çalışmak, jet lag etkisi gibi sebepler sirkadiyen ritmi bozabilir. Bozulan sirkadiyen ritim düzeltilmezse başta diyabet, obezite ve mental rahatsızlıklar olmak üzere birçok farklı hastalığa sebep olabilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu